Lekelerle Savaş
Yaz mevsiminde en büyük korkumuz cildimizde oluşan lekeler ve yaz mevsiminden sonrada, bu lekelerle yaşadığımız zorlu mücadele süreci her geçen gün daha fazla sayıda insanı ilgilendiriyor. Güneş lekeleri olarak adlandırdığımız bu lekeler oluştuğunda ilk aklımıza gelen lekeleri soydurmak ve onlardan kurtulmaktır ki, bu sürecin ardından ise genellikle hüsranla sonuçlanan daha büyük lekeleri cildimize kazandırmış oluruz.
Lekeler neden oluşuyor…
Evimize çok ışık girdiğinde ışıktan korunmak için nasıl ki perdelerimizi kullanıp ışığın girişine set çekiyorsak, cildimizde derin dokuları çevre etkilerinden ve özellikle ışıktan koruyamadığı zaman hemen cildin 3 farklı koruma mekanizmasından birisi olan bronzlaşma, koyulaşma ve lekelenme ile cildin yüzeyine doğal perdeleme yapılarak derin dokuların ışıktan zarar görmesi engellenmiş olur. Burada önemli olan noktalardan biriside cildin lekelenen bölgelerinin diğer cilt kısımlarına göre daha zayıf koruma gücüne sahip olduğudur ve koruma görevini yerine yeterince getiremediğidir.
Tedavide hatalar…
Zayıflamış cilt kısımlarının lekelenmeye mehilli olduğu gerçeğinden hareketle bu bölgelerde gelişen lekelerde de bu bölgeleri daha da zayıflatacak soyma veya lazer uygulamaları gibi tedavi seçenekleri küçük lekelerimizin daha büyük lekelere, yüzeyel yerleşimli lekelerimizin daha derin yerleşimli lekelere dönüşmesini sağlar. O nedenle lekeli bölgelerin zayıflığını daha da artıracak tedavi yaklaşımlarından kaçınmak gerekiyor. Diğer bir seçenek ise pigment açarken cildi aynı anda soyan ve beraberinde tahriş yapan açıcı ürünlerden de lekelerden arınma işlemlerinde başlangıçta kaçınmak gerekiyor.
Öncelikle lekelenmemek önemli…
Lekelerin oluşmaması için alınacak önlemler son derece önemli. Cildi bol nemlendirme, ışığa karşı yeterli çeşitlilikte koruma faktörü içeren koruyucularla korumak, ışığın tahrip edici gücünü asgariye indiren antioksidanlardan faydalanmak, cildin yapısını güçlendirerek gerek onarımını kolaylaştıran, gerekse de tahrip olmasını azaltan peptid ve protein içeren ürünler son derece önemli. Farklı ışık çeşitlerine karşı koruma sağlayan asgari 15 güneş koruma faktörü içeren ürünler güneş korumasında yeterli olmakta. Antioksidan olarak özellikle yüksek oranda cilde nüfuz etme özelliği bulunan C vitamini, koenzim Q10 gibi elemanları içeren preparatları kullanmak son derece önemli. Güneşin dik olduğu saatlerde güneşte kalmamak, özellikle terlemiş cildi güneşle buluşturmamak ve cilde parfüm sıktıktan sonra güneşe çıkmamakta son derece önemli.
Lekelerde yeni trent…
Cildin lekelerinin tedavisi konusunda çalışan bilim adamlarının lekelerin önlenmesi, oluşumunun yavaşlatılması, var olanların küçültülmesi konusunda yaptıkları çalışmalar meyvelerini vermiş gözüküyor. Lekelerin küçültülmesinde kimyasallardan kaçan anlayış; bir yandan botaniksel güçlerle cildin biyolojik yapısını güçlendirerek cildi parlaklaştırırken, diğer yandan pigmentlerin üretim mekanizmasını engelleyerek cildin rengini ve yapısını düzgünleştiren formülasyonları ürettiler. Bu noktada özellikle Arbutin içeren kozmetikler leke hücrelerinin lekeyi oluşturan pigmenlerin üretimini engelleyerek, öncelikle lekelerin oluşumunu azaltır, beraberindeki cilt geliştiriciler ile ise cildin lekelenme yatkınlığını küçültür.
Lekelere müdahale…
Lekelere karşı ve oluşmuş lekeleri azaltmak için yaz dışı mevsimlerde cilt değerlendirildikten sonra meyve asitleri ile cildin yüzeyel katı yeni hücrelerle yapılandırılır ve yüzeyel hücreler cilt yüzeyinden uzaklaştırılır. Cildin orta tabakası ile lazerler, yoğun ışık, ses ve radyo dalgaları, elektromanyetik dalgalarla lekelenmeye karşı geliştirilir, lazer ile koyu renkli hücreler tahrip edilir, sonrasında ise cildin yapılanması için gerekli maddeleri cilde yerleştirilecek teknolojik bakımlar planlanmalıdır. Özetle kişiye ve probleme özgü değerlendirme, planlama ile lekelerle mücadele etmek mümkün.
Sigara tüketimi güneş lekelerini artırır mı…
Sigara içerisindeki nikotin ve beraberindeki 2000 farklı zehir dokulardaki kılcal damarları büzer ve cildin biyolojik yenilenme gücünü azaltır. Sigara ile cildin hücreleri kendisini yeterince yenileyemez, dokular oksijenlenemez ve beslenemez, dolayısıyla sigara içenlerin ciltleri normale göre daha koyu hale gelir ve lekelenme süreçlerini de kolaylıkla yaşar.
Leke açıcı kullandım, kılcal damarlarım çıktı…
Leke açıcılarda kullanılan bazı maddeler lekeleri açarken cildi tahriş edebilmektedirler, bu tahrişle birlikte cilt incelebilmektedir ve güneşe karşı daha duyarlı hale gelebilmektedir. Böylece ciltteki lekeler büyüyebilmekte, kılcal damarlar ve kırışıklıklar ilave olabilmektedir. Cildi geliştirmeden leke açıcıları kesinlikle kullanmamak en doğrusu.